Kamu Yönetimi E-Bülten (Ekim 2024)
1-31 Ekim 2024 tarihleri arasındaki kamu yönetimi alanındaki güncel gelişmeler
Sevgili Okuyucular,
Sonbaharın tüm zarafetiyle kendini hissettirdiği, doğanın renk değiştirdiği bu güzel mevsime adım atarken, hep birlikte Cumhuriyetimizin 101. yılını kutlamanın heyecanını yaşıyoruz. Ekim ayı, yalnızca doğanın güzelliklerini değil, aynı zamanda tarihimizin en anlamlı günlerinden biri olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı da bizlere armağan ediyor. Bayramınız kutlu olsun.
Kamu ve yerel yönetimler, kent ve kentleşme, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği, teknoloji ve hayatın içinden konularına yönelik en güncel bilgileri takip etmek için bültenimizi kaçırmayın!
👉Bültenimize Nasıl Ulaşabilirsiniz?
Kamu yönetimi ile ilgili güncel gelişmelerden haberdar olmak, fikirlerinizi paylaşmak ve diğer okuyucularla etkileşime geçmek için bültenimize abone olmanızı ve sosyal medya hesaplarımızı takip etmenizi rica ederiz.
İnstagram, Twitter, Facebook, Linkedin, Substack
🔔Bu değerli bilgileri arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın!
Siz değerli okuyucularımızın katkıları, geri bildirimleri ve eleştirileri bizler için büyük önem taşıyor. Birlikte düşündüğümüz, tartıştığımız ve ürettiğimiz sürece daha yaşanabilir bir gelecek mümkün olacak.
🙂Keyifli okumalar dileriz.
Rasyonel Seçmen Bir Şehir Efsanesi
Donald Trump’ın yükselişi, popülizmin ve otoriter eğilimlerin güçlenmesiyle demokrasiye dair şüpheleri artırdı. Son yıllarda özellikle ABD ve diğer ülkelerdeki popülist liderlerin etkisiyle demokrasinin zayıfladığını ve daha kırılgan hale geldiği tartışılıyor.
Peki demokrasi en ideal seçim ve yönetim sistemi mi? Aslına bu sadece günümüzün bir problemi değil. Binlerce yıldır ideal yönetim ve devlet üzerine filozoflar kafa yoruyor. Günümüzde ise bu konuda Francis Fukuyama, 1992’de yayımladığı Tarihin Sonu adlı eserinde, Soğuk Savaş sonrası dönemde liberal demokrasiyi ve kapitalizmi insanlık için "en üstün" yönetim ve ekonomik sistem olarak nitelendiriyor. Ancak günümüzdeki siyasi gelişmeler, bu görüşün ne kadar geçerli olduğunu maalesef ki sorgulatıyor.
Tam da bu konu ile alakalı Financial Times yazarı Simon Kuper “Rasyonel seçmen bir şehir efsanesi” başlıklı bir yazı kaleme almış.
Kuper, seçmenlerin siyasi tercihlerini belirlerken "rasyonel aktör" teorisinin öngördüğü şekilde hareket etmediğini vurguluyor. 2016 ABD seçimlerinde ve Brexit sürecinde yapılan hatalı tahminlerden hareketle, seçmen davranışlarının irrasyonel ve önyargılarla şekillendiği ifade ediliyor.
Ekonomistlerin geliştirdiği "Homo economicus" modeli, seçmenlerin çıkarlarını rasyonel şekilde değerlendireceğini varsayarken, Amos Tversky ve Daniel Kahneman gibi düşünürler bu modeli çürüterek insanların genelde duygusal ve önyargılı kararlar aldığını göstermiştir.
Steven Pinker’a göre, seçmenler kararlarında dogma, kültürel normlar, karizma gibi irrasyonel faktörlerden etkilenir. Donald Trump, istatistik yerine etkileyici hikayeler sunarak bu eğilimi başarıyla kullanmıştır. Demokratlar ise, seçmenlerin irrasyonelliğini göz önünde bulundurarak daha duygusal ve popüler kampanyalar yapmayı öğrenmiştir.
Sonuç olarak, seçmenler genellikle rasyonel değil, sosyal gruplarına uyum sağlayan, duygusal tepkilerle karar veren bireylerdir. Bu durum, demokrasinin işleyişi konusunda eleştirel soruları gündeme getiriyor.
Hem güncel tartışmalar hem de Kuper’in düşünceleri dikkate alındığında bugün otoriter popülizm, teknolojik gözetim rejimleri ve doğrudan demokrasiye yönelik yeni fikirler demokrasinin alternatiflerinin de yeniden gündeme gelmesine yol açıyor. ABD seçimleri ve Trump gibi figürlerin yükselişi, liberal demokrasinin kusurlarını ortaya koyarak, hem siyasi hem de entelektüel dünyada "demokrasinin sonu mu geliyor?" sorusunu güçlendirmekte. Küçük bir istatistik: ABD Kongre üyelerinin yüzde 44'ünün net serveti 1 milyon doların üzerinde; yüzde 82'si erkek; yüzde 86'sı beyaz ve yarısından fazlası avukat veya bankacı...
İktidarı kumara benzer yöntemle belirlemeye ne dersiniz?
Lotokrasi (Piyangoculuk)
Lotokrasi, yönetim veya temsil süreçlerinde bireylerin ya da karar alıcıların kura yöntemiyle belirlenmesi esasına dayanan bir yönetim biçimidir. Antik Yunan'da, özellikle Atina'da, doğrudan demokrasinin bir parçası olarak kullanılan bir yöntemdi. Bu sistem, rastgele seçim yapılarak elitizmin ve çıkar gruplarının etkisini azaltmayı hedefliyor.
Lotokrasi, modern demokrasi anlayışında pek sık rastlanmasa da, günümüzde tartışılan demokratik reform önerilerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Bazı akademisyenler, kura ile seçilen temsili organların halkın daha geniş kesimlerini temsil edebileceğini ve seçimle gelen geleneksel temsilcilerdeki çıkar çatışması sorunlarını azaltabileceğini savunur.
Örneğin, bazı ülkelerde veya bölgelerde, jüri üyelerinin rastgele seçilmesi lotokrasi ilkesine dayanan bir uygulamadır. Günümüzde, özellikle yerel yönetimlerde veya danışma süreçlerinde bu yöntemin uygulanması üzerine pilot projeler yapılmaktadır.
Şimdi bizim ülkede lotokrasi uygulansa piyango kime çıkar acaba :)
🔐Milli Güvelik Kurulu Toplantısı
Millî Güvenlik Kurulu (MGK), 3 Ekim 2024 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında topladı. MGK toplantısının ardından yayımlanan bildiri, Türkiye'nin millî güvenlik politikalarına ve bölgesel istikrar arayışına atıfta bulundu. 3,5 saat süren toplantının ardından sunulan 5 maddelik raporda, Suriye, Ege ve Akdeniz'deki hassas dengelere yönelik stratejiler vurgulandı. Maddelerin özeti aşağıda ⬇️
Terörle Mücadele: PKK/KCK, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı yurt içi ve dışındaki operasyonlar kararlılıkla sürdürülmektedir.
Suriye: Terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmesi için faaliyetler devam ederken, Suriye'deki ihtilafların bölge ve halkın menfaatlerine uygun şekilde çözülmesi hedeflenmektedir.
Irak: PKK/KCK ve diğer terör örgütlerine karşı Irak ile iş birliğinin güçlendirilmesi ve Irak halkının güvenliği ve refahına verilen önem vurgulanmıştır.
Filistin: Filistin’de soykırımın durdurulması, kalıcı ateşkes ve barış sağlanması için uluslararası çabaların artırılması çağrısı yapılmış, İsrail’in saldırıları ve hukuk tanımaz uygulamaları kınanmıştır.
Akdeniz ve Ege: Türkiye’nin iş birliği zeminini koruma çabalarının suistimal edilmesine izin verilmeyeceği ve bölgesel istikrar için aklıselimle hareket edilmesinin gerekliliği ifade edilmiştir.
🧑🏫Öğretmenlik Mesleği Kanunu Yayımlandı
Eğitim camiasını yakından ilgilendiren ve uzun süredir beklenen Öğretmenlik Mesleği Kanunu, Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanun, öğretmenlerin mesleki haklarını güçlendirmekten, çalışma koşullarını iyileştirmeye kadar birçok yenilik sunarken, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında caydırıcılığı artıran önemli düzenlemeler de içeriyor.
Kamu Yönetimi Açısından Önemi: Eğitim sistemi, bir ülkenin geleceğini şekillendiren en kritik kamu hizmetlerinden biridir. Bu nedenle, öğretmenlerin mesleki ve kişisel haklarının korunması, yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal refahın artırılması için de stratejik bir önem taşır.
🤲Milli Görüş Hareketinin Öncü İsmi Recai Kutan Hayatını Kaybetti
Saadet Partisi'nin kurucularından ve Milli Görüş hareketinin önemli isimlerinden biri olan Mehmet Recai Kutan, 94 yaşında hayatını kaybetti. Kutan’ın vefatı, Saadet Partisi tarafından sosyal medya aracılığıyla duyuruldu.
Siyaset sahnesinde derin izler bırakan Recai Kutan, Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde önemli bir rol oynadı. Necmettin Erbakan’ın liderliğinde Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nde etkin görevler üstlenen Kutan, Saadet Partisi'nin kurucu genel başkanı olarak Milli Görüş hareketinin sürekliliğini sağladı.
Sadece siyasetçi kimliğiyle değil, aynı zamanda mühendislik ve bürokrat geçmişiyle de tanınan Kutan, Türkiye’nin kalkınma projelerinde yer aldı. 1952-1966 yılları arasında DSİ’de Türkiye’nin en genç Bölge Müdürü olarak görev almıştır. Bölge Müdürlüğü döneminde Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınmasında önemli bir yeri olan GAP -Güneydoğu Anadolu Projesi- çalışmalarının ortaya çıkmasında mihmandarlık yapmıştır.
Recai Kutan’a Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabır diliyoruz.
🔑Yavuz Ağıralioğlu’ndan Yeni Bir Siyasi Adım: Anahtar Parti Kuruldu
Türk siyasetinde yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. İYİ Parti’den istifa ederek dikkatleri üzerine çeken Yavuz Ağıralioğlu, dün itibarıyla Anahtar Parti’yi kurduğunu resmen duyurdu. 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesindeki siyasi ayrılıkların ardından gelen bu adım, Türkiye’nin siyaset sahnesine yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor.
Ağıralioğlu, partinin ismi ile ilgili, "Milletimiz bize isim bulsun istedik. Eğer başarırsak başaracağız evelallah. Akıl partisi olsun. Akıllıların partisi olsun. Ahlaklıların partisi olsun. Adaletçilerin partisi olsun. Adanmışların partisi olsun. Azimlilerin partisi olsun. Milletin A planı olsun. A kalite yaşamın öncüsü olsun. Adanmışlığıyla, cesaretiyle, aklıyla, ahlakıyla, azametiyle, milletin ufkuna doğsun. Amblemi anahtar olan, ismi 'A' diye takdim edilecek olan bir edebe gelen arkadaşlarımız da kendi mesuliyetlerini bilerek dönsünler diye şöyle mukabele ettik; neyi çözeceğini bilenler için, hangi kilidi açacağını bilenler için, partinin sembolüyle ismi birleşsin, partinin ismi, iradesi memleketin sorunlarını çözecek olanların anahtarı olsun. O yüzden partimizin kısa takdimi 'A' ile ifade edilen bir edebin mesuliyeti anahtar olmakla takdim edilen bir partidir. Anahtarı bunca sorunu çözmek zorunda olan milletin evlatlarının her sorunu çözmek için kendi mesuliyeti bildiği bir sembolle isimlenme iradesidir” ifadelerini kullandı.
Partinin Hedefleri ve Ağıralioğlu’nun Vizyonu
Partisinin tanıtım toplantısında konuşan Ağıralioğlu, şu ifadelerle vizyonlarını dile getirdi:
"Türk milletinin partisi olacağız" diyerek, milli değerlere dayalı bir politika izleneceğinin altını çizdi.
"Her şeye alfabenin ilk harfinden başlıyoruz" vurgusu, yenilikçi ve çözüm odaklı bir yaklaşımın işareti olarak yorumlanıyor.
"Millet için alın teri dökmeye başlıyoruz" ifadesi ise halkın ihtiyaçlarına öncelik veren bir anlayışı temsil ediyor.
Türkiye’de Kaç Tane Siyasi Parti Var?
T.C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verilerine göre Türkiye’de 159 adet siyasi parti bulunmaktadır.
Başsavcılığın internet sitesinde yayımlanan siyasi parti üye sayılarına göre, AK Parti, Türkiye'de üye sayısı bakımından ilk sırada yer alıyor. 11 milyon 41 bin 464 üyesi bulunan AK Parti'yi, 1 milyon 428 bin 800 üyeyle CHP, 508 bin 578 üyeyle de İYİ Parti izliyor.
TBMM'de grubu bulunan partilerden MHP'nin 486 bin 896, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinin (DEM Parti) 10 bin 353 kayıtlı üyesi bulunuyor.
Üye sayısıyla öne çıkan diğer partilerden Demokrat Partinin 342 bin 256, Yeniden Refah Partisinin 365 bin 767, Saadet Partisinin 243 bin 312, Demokrasi ve Atılım Partisinin (DEVA) 146 bin 820, Büyük Birlik Partisinin ise 112 bin 277 üyesi bulunuyor.
Siyasi partiler açısından en sevdiğim ise parti ve seçim müzikleridir. Bakalım A Parti müzikleri nasıl :)
👍Fatih Erbakan: Anayasanın İlk Dört Maddesiyle Sorunumuz Yok
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Türkiye’de anayasa tartışmalarında sıkça gündeme gelen ilk dört maddeye dair açıklamalarda bulundu. Erbakan, bu maddelere parti olarak bir itirazlarının olmadığını ifade ederken, laiklik ilkesinin daha açık bir şekilde tanımlanması gerektiğini savundu.
Erbakan, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un anayasanın üçüncü maddesine yönelik açıklamalarının tartışma yaratmasının ardından Kurtulmuş’a destek verdi. Erbakan, kamuoyunda bu açıklamalara gösterilen tepkinin abartıldığını belirterek, tartışmanın suni bir şekilde büyütüldüğünü söyledi.
Erbakan’ın laikliğe dair yaptığı açıklamada, bu ilkenin anayasada daha net bir şekilde tanımlanması gerektiğini ifade etmesi dikkat çekti. Laikliğin yorumlanma biçiminin farklılık göstermesi, Türkiye’deki anayasal düzenlemelerde sıkça tartışılan bir konu. Erbakan, bu belirsizliğin giderilmesinin anayasal ilkelerle ilgili daha sağlam bir uzlaşı sağlayabileceğine işaret etti.
İlk Dört Madde Tartışması: Türkiye’de anayasanın ilk dört maddesi, devletin temel niteliklerini belirler ve siyasi partiler açısından bir kırmızı çizgi niteliğindedir. Bu maddelere yönelik eleştiriler veya değişiklik talepleri, hem toplumda hem de siyasi alanda ciddi yankı uyandırmaktadır.
💳Kredi Kartı Katkı Payı Teklifi Geri Çekildi
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, limiti 100 bin lirayı aşan kredi kartlarına yönelik 750 lira Savunma Sanayi Destekleme Fonu katkı payı alınmasını öngören teklifin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerinin sonlandırıldığını açıkladı. Kamuoyunda yoğun tepki çeken düzenleme, yeniden değerlendirilmek üzere rafa kaldırıldı.
Kamu Yönetimi Açısından Önemi
Bu gelişme, kamu politikalarının şekillendirilmesinde halkın tepkisinin ve paydaş katılımının önemini bir kez daha göstermektedir. Ekonomik düzenlemeler, özellikle vatandaşların doğrudan mali yükümlülüklerini artıran türden olduğunda, kamuoyu hassasiyetini dikkate almak hayati bir gerekliliktir. Bu durum, şeffaf ve katılımcı bir karar alma sürecinin kamu yönetimi için vazgeçilmez olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.
💴Vergi Borcu Olanlar İçin Yeni Dönem: İfşa Uygulaması Başlıyor
Hazine ve Maliye Bakanlığı, devlete 5 milyon liradan fazla vergi borcu bulunanları ifşa edileceğini duyurdu. Bu yeni uygulama, vergi yükümlülüklerini yerine getirmeyen mükelleflerin kamuoyuna açıklanmasını hedefliyor.
15 Ekim itibarıyla vergi dairelerinde ilan edilecek listeler, 1-15 Kasım tarihleri arasında Gelir İdaresi Başkanlığı'nın internet sitesinde de yayımlanacak.
Kamu Yönetimi Açısından Önemi
Bu uygulama, kamu kaynaklarının etkin yönetimi ve vergi adaletinin tesis edilmesi açısından kritik bir adım olarak öne çıkıyor. Vergi borcu olanların açıklanması, mali disiplinin artırılmasının yanı sıra toplumda yükümlülüklerini yerine getiren mükelleflerin haklarının korunmasına da katkı sağlayabilir.
Ancak, bu uygulama aynı zamanda etik ve hukuki tartışmaları da beraberinde getiriyor. Kişisel verilerin korunması, kamuoyuna açıklamanın etkileri ve borçlu mükelleflerin itibar kaybı gibi konular dikkatle ele alınmalıdır.
🩸İstinaf Mahkemesi’nden Kritik Karar
İstinaf mahkemesi, Kars Aile Mahkemesi’nin, bebeklerinden topuk kanı aldırmayı reddeden bir aileye yönelik verilen “sağlık tedbiri” talebini reddeden kararını bozdu. Kararın gerekçesinde alternatif tıpçının referans gösterilmesi, hem hukuki hem de bilimsel açıdan yoğun eleştirilere neden olmuştu.
Basitçe şöyle açıklayabiliriz:
Topuk kanı testi, bebeklerde ciddi hastalıkları erken tespit etmek için zorunlu bir sağlık taramasıdır.
Aile, bu testi yaptırmayı reddetti. Sağlık Müdürlüğü de çocuğun sağlığı için mahkemeye başvurdu.
Ancak, Kars Aile Mahkemesi, alternatif tıbbı gerekçe göstererek Sağlık Müdürlüğü’nün talebini reddetti. Bu, "devlet bu durumda müdahale etmesin" demekti.
İstinaf Mahkemesi, bu kararı hatalı buldu ve bozdu. Yani, devletin çocuğun sağlığını korumak için müdahil olmasının doğru olduğunu söyledi.
Topuk Kanı Neden Önemli?
Topuk kanı, yeni doğan bebeklerde ciddi ve hayatı tehdit edici hastalıkların erken teşhisi için alınan basit ama kritik bir testtir. Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan bu tarama programı, fenilketonüri, hipotiroidi gibi metabolik hastalıkların önlenmesi ve tedaviye erken başlanması açısından büyük önem taşır.
⚖️Adalet Hizmetlerinde Dijital Dönüşüm: Yapay Zekâ Kullanımı Artıyor
Adalet Bakanlığı, yargı süreçlerinde dijital dönüşüm ve yapay zekâ kullanımını artırmak için yeni bir adım atıyor. Bu kapsamda, 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan planlar, adalet hizmetlerinin daha hızlı, şeffaf ve etkin bir şekilde sunulmasını hedefliyor.
Yapay Zekâ ve Dijitalleşme Adalet Sistemine Ne Getirecek?
Yapay zekâ ve dijital dönüşümle, adalet sistemindeki süreçlerin iyileştirilmesi amaçlanıyor. Öne çıkan hedefler şunlar:
Dosya yönetimi ve karar destek sistemleri: Mahkeme dosyalarının yapay zekâ destekli sistemlerle hızlı ve doğru bir şekilde incelenmesi sağlanacak.
E-duruşmalar: Online duruşmaların kapsamı genişletilerek, hem zamandan hem de maliyetten tasarruf edilecek.
Adli veri analizi: Büyük verilerin yapay zekâ ile analiz edilmesi, hukuki süreçlerde daha öngörülü ve verimli kararların alınmasına katkı sunacak.
Kamu Yönetimi Açısından Önemi
Bu dönüşüm, yalnızca adalet sistemini değil, kamu yönetiminin genel yapısını da etkileyecek. Yapay zekâ destekli sistemler:
Hukukun üstünlüğünü güçlendirecek,
Yargıda işlem sürelerini kısaltarak vatandaş memnuniyetini artıracak,
Devletin dijitalleşme vizyonuna katkı sağlayacak.
🙍♀️Ekim Ayında 48 Kadın Hayatını Kaybetti
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yayımladığı verilere göre, Ekim 2024’te 48 kadın cinayeti işlendi. Bu sayı, 2010 yılından beri bir ay içinde gerçekleşen en yüksek kadın cinayeti sayısı olarak kayıtlara geçti.
Münevver Karabulut cinayetinin ardından, 2010’da kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 12 yıldır Türkiye’de kadın hareketinin etkili aktörlerinden biri. Kadın cinayeti verilerini aylık olarak raporluyorlar.
Kadın cinayetlerinin artışı, yalnızca bir istatistik değil, insan hayatının değersizleştirildiği bir tabloyu gözler önüne seriyor. Bu nedenle, kamu politikalarından sivil toplum faaliyetlerine kadar çok boyutlu bir mücadeleye ihtiyaç var.
🆎AB Komisyonu'nun Türkiye Raporu
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun 2024 Genişleme Paketi kapsamında yer alan 'Türkiye Raporu' kamuoyuyla paylaşıldı. Raporda Türkiye, Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Ukrayna ve Moldova'ya ilişkin son değerlendirmelerinin yer aldı. Raporda, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde kritik önemdeki reformların hayata geçirilmediği vurgulandı. Özellikle, vize serbestisi yol haritasında yer alan hiçbir kriterin karşılanmadığı belirtilirken, Türkiye'nin vize politikalarını AB müktesebatına uyumlu hale getirme konusundaki eksikliklerine dikkat çekildi.
Raporda Dikkat Çeken Başlıklar
Katılım Sürecinde Tıkanıklık: Raporda, Türkiye’nin AB’ye katılım müzakerelerinin 2018’den bu yana durma noktasında olduğu hatırlatılıyor. Bu süreçte demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili ciddi sorunların çözülmediği ifade ediliyor.
Vize Serbestisi Yol Haritası: AB’nin Türkiye vatandaşlarına vizesiz seyahat hakkı tanımasını öngören yol haritası kapsamında öne çıkan kriterlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Bu durum, Türkiye ile AB arasında vize serbestisi sürecinin ilerleyemediğinin altını çiziyor.
Reform Eksiklikleri: Demokratik gerileme: Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi temel unsurlardaki eksiklikler vurgulanıyor. Temel haklar: İnsan hakları ve ifade özgürlüğü alanlarında beklenen iyileştirmelerin yapılmadığı ifade ediliyor.
T.C. Dış İşleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı ise söz konusu rapora karşı bir bildiri yayınlayarak cevap verdi.
🏝️Britanya, Chagos Adaları'nın Egemenliğini Mauritius'a Devrediyor
Britanya, uzun süredir tartışma konusu olan Chagos Adaları'nın egemenliğini Mauritius'a devretme kararı aldı. Hint Okyanusu'ndaki bu tropik ada grubu, hem sömürgecilik tarihinin hem de modern jeopolitik gerilimlerin bir sembolüydü. Karar, iki ülke arasındaki zorlu müzakerelerin ardından duyuruldu ve uluslararası düzeyde önemli yankılar uyandırdı.
Chagos Adaları, Britanya'nın Hint Okyanusu Bölgesi'ndeki son sömürge topraklarından biri olarak biliniyordu. 1960'larda Britanya, adaların en büyüğü olan Diego Garcia'da bir askeri üs kurulmasına izin vermek için yerel halkı zorla tahliye etmiş ve bölgenin kontrolünü elinde tutmuştu.
Mauritius, anlaşma uyarınca Chagos Adaları'nın egemenliğini devralacak. Ancak adalardaki stratejik açıdan önemli Diego Garcia üssü, Britanya ve ABD'nin kullanımında kalmaya devam edecek. Bu üs, özellikle Hint Okyanusu'ndaki askeri operasyonlar ve istihbarat faaliyetleri açısından büyük öneme sahip.
☑️Gürcistan Seçimlerinde "Gürcü Rüyası" Zaferi
Gürcistan'da yapılan parlamento seçimlerini iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi yüzde 54 oy oranıyla kazandı. Bu sonuç, partinin dördüncü kez hükümet kurmasına olanak tanırken, ülke siyaseti ve uluslararası ilişkiler açısından önemli yankılar uyandırdı.
Muhalefet, seçim sürecini "Avrupa ile Rusya arasında bir tercih" olarak tanımladı (Ne kadar da bizim ülkemize benziyor). Batı yanlısı muhalefet partileri, Gürcü Rüyası'nın Rusya ile yakın ilişkilerinden endişe duyuyor ve bu durumun Gürcistan'ın Avrupa Birliği ve NATO entegrasyon süreçlerini olumsuz etkileyebileceğini savunuyor.
Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, seçim sonuçlarını "Rus özel operasyonu" olarak nitelendirerek sert eleştirilerde bulundu. Zurabişvili, seçimlerin adil olmadığını ve hile yapıldığını öne sürerek halkı protesto için sokağa çağırdı.
Kesin trafoya kedi girmiştir :)
🧑💼Dört Belediyede Belediye Başkanları Görevden Alındı
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK/KCK silahlı terör örgütüyle ilişkili olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı. Bu gelişmenin ardından Esenyurt Belediyesi’ne, 2016 yılından bu yana çeşitli belediyelerde sıkça uygulanan bir yöntem olarak, kayyum/kayyım atanması kararlaştırıldı.
Esenyurt’taki kayyum atamasının ardından, 4 Kasım 2024 tarihinde DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman İl Belediyesi ve Urfa’nın Halfeti İlçe Belediyesi için de kayyum atandığı açıklandı.
2016’dan bu yana çeşitli belediyelerde uygulanmaya başlayan kayyum atamaları, yerel yönetimlerdeki güvenlik ve demokrasi arasındaki denge tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Esenyurt ve diğer belediyelere yapılan atamaların, önümüzdeki dönemde hem yargı hem de siyasi arenada önemli yankılar uyandırması bekleniyor.
Kayyum mı? Görevlendirme mi?
Öncelikle baştan belirtelim ki belediyelerde atanan kişiler için kayyum kavramın kullanılması teknik anlamda doğru olmasa da, halk arasında bu terim yaygınlaşmıştır.
“Kayyım Belediyeciliği” olarak da isimlendirilen bu uygulama, “seçilmişlerin yerine atanmışların yönetimi” olarak da ifade ediliyor. Belediyelerde görevden alınan başkanların yerine atanan kişilerin kayyum olarak ifade edilmesi, hem hukuki hem de kamu yönetimi literatüründe tartışmalı bir konudur.Kayyum kavramı Türkiye’de ilk olarak yasal ve mali sorunlar nedeniyle geçici olarak atanan yasal temsilcileri ifade eden bir anlam taşımaktaydı. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre kayyım/kayyum, belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse anlamına geliyor. Bu kavram, özel hukuk çerçevesinde bir kişinin malvarlığını ya da belli bir kurumu yönetmek üzere mahkeme kararıyla atanmış bir temsilciyi ifade ediyor. Özellikle özel şirketlerde, vakıflarda, derneklerde veya miras gibi kişisel varlık anlaşmazlıklarında varlıkların veya yönetimin yargı kararıyla güvence altına alınması amacıyla kayyum atamaları yapılıyor.
Hukuki Açıdan:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 123. maddesinde yer aldığı haliyle “İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.” Buna paralel olarak Anayasa’nın 127. maddesine göre; mahalli idarelerin kuruluş, görev ve yetkilerinin yerinden yönetim ilkesine uygun olacak şekilde kanunla düzenleneceği belirtiliyor. Bir başka deyişle, anayasaya göre yerel yönetimlerde karar organlarının, seçim usulüne uygun olacak bir şekilde seçmenler tarafından seçilerek oluşturulması gerekiyor.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 45 ve 46. maddeleri uyarınca, belediye başkanının görevden alınması durumunda, yerine belediye meclisi üyelerinden biri seçilir. Ancak, belediye meclisi feshedilmişse veya olağanüstü bir durum varsa, İçişleri Bakanlığı tarafından bir vali ya da kaymakam atanabilir. Bu uygulamada, atanan kişi resmen "kayyım" değil, "belediye başkan vekili" olarak tanımlanır.
Belediye Kanunu’na ek fıkra: 01.09.2016 tarihli 674 sayılı KHK ile yapılan düzenlemede, “terör ya da terör örgütlerine yardım ve yataklık suçu sebebiyle hakkında soruşturma açılan ve görevden uzaklaştırılan belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin yerine ilgili makamlarca görevlendirme yapılacağı” belirtiliyordu. Söz konusu kayyım atama usulü, bir OHAL KHK’sı ile yürürlüğe konsa da sonrasında yasalaşarak Belediye Kanunu’nun 45. maddesinde ek fıkra olarak yerini aldı.
Belediye Kanunu’nun 45. maddesine koyulan ek fıkrada; terör suçlarına ilişkin bir suçlama ile görevden uzaklaştırma söz konusu olduğunda, yeni belediye başkanı ya da başkan vekilinin 15 gün içinde belediye meclis üyeleri arasından seçilmesi öngörülüyor. Bunun yanı sıra, belediye meclisinin seçimi yapamadığı durumlar için de ayrıca bir açıklama yapılmakta. Buna göre; boşta kalan belediye başkanlığı makamı için büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanlığı, ilçelerde ise valilik tarafından görevlendirme yapılabileceği belirtiliyor. Bir başka deyişle, uzaklaştırılan belediye başkanının yerini alacak kişi, İçişleri Bakanlığı ve valilik tarafından atanabiliyor. Gündeme gelen kayyım atamaları da bu duruma dayandırılarak yapılıyor.
Asıl Mesele Bütçe Yetkisi: Söz konusu kayyım ile yönetilen belediyeler için çokça dile getirilen bir diğer detay, bu şekilde belediye başkanı ya da başkan vekili görevlendirilen belediyelerde bütçe ve muhasebe iş ve işlemlerinin valilik onayı ile defterdarlığa ya da mal müdürlüğüne gördürülebilir olması. Bir başka ifadeyle, kayyım ile yönetilen belediyelerde bütçe üzerindeki yetki ve kontrol yerel yönetimden merkezi yönetime devredilmiş oluyor.
Belediye Meclisi Etkisiz: Ayrıca kayyım atanan belediyelerle ilgili vurgulanan bir başka husus, belediye meclislerinin toplanması için başkanın çağrısının gerekmesi. Atanan kayyım, belediye meclisi üyelerine çağrıda bulunmadıkça belediye meclisi toplanamıyor.
Bu konuda Savaş Zafer Şahin hocanın da bir paylaşımına denk geldim. Bakabilirsiniz.
🍄🟫Yenişehir Belediyesi Yeşil Dönüşüme Öncülük Ediyor
Yenişehir Belediyesi, sürdürülebilir kent hedefleri doğrultusunda yeşil alanları ve ağaçları dijital ortama taşıyor. Bu yenilikçi adımla, kent genelindeki doğal varlıkların dijital haritaları oluşturuluyor, yeşil alanlar mikroiklim modelleri üzerinden değerlendirerek iklim değişikliğine uyumlu hale getiriliyor.
Hedefler:
Yeşil Altyapının Dijital Envanteri: Parklar, bahçeler, ağaçlar ve diğer doğal alanların dijital kaydını oluşturulacak. Bu veriler, kent planlamasında ve ekosistem hizmetlerinin yönetiminde aktif olarak kullanılacak.
Mikroiklim Modelleme: Yeşil alanları kent genelindeki sıcaklık, nem ve rüzgâr gibi mikroiklim faktörlerine göre optimize ederek, kentin her köşesini daha yaşanabilir hale getirilmesi amaçlanıyor.
İklime Uyum: Yeşil alanların türlerini, boyutlarını ve konumlarını iklim değişikliği etkilerini azaltacak şekilde düzenlenecek. Ağaçlandırma ve bitki seçimi süreçlerinde su tasarrufu sağlayan, karbon tutma kapasitesi yüksek türlere öncelik verilecek.
🤝AB ve UNDP İş Birliğiyle Yedi Pilot İlde Sivil Katılım Stratejileri Hayata Geçiyor
Avrupa Birliği’nin finansal desteği ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) yürütücülüğünde başlatılan proje kapsamında, Çanakkale, Mersin, Elazığ, Gaziantep, Trabzon, Manisa ve Eskişehir’de sivil katılım strateji ve eylem planları oluşturuldu. Proje, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliğini güçlendirerek, afetlere hazırlık, çevre koruma ve sosyal kalkınma gibi kritik konulara yönelik sürdürülebilir çözümler geliştirmeyi hedefliyor.
Özellikle Şubat 2023 depremlerinde büyük hasar gören Elazığ ve Gaziantep, stratejik planlarında afet sonrası toparlanma önceliğine odaklanıyor. Bu şehirlerdeki planlar, afetten etkilenen bölgelerin dayanıklılığını artırmayı ve toplumların yeniden inşasını hızlandırmayı amaçlıyor.
Proje kapsamında, her pilot ilde, Sivil Katılım Görev Güçleri oluşturuldu. Görev Güçleri, STK’lar, muhtarlar, yerel yönetimler, özel sektör temsilcileri, üniversiteler ve diğer paydaşlardan oluşarak, bir yıllık görüşmeler ve istişareler sonucunda her il için tematik öncelikleri belirledi: Ayrıntılı bilgi için: https://www.sivilkatilim.org.tr/
🌍Karabağlar Belediyesi, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’ne Katıldı
Karabağlar Belediyesi, sağlıklı ve sürdürülebilir şehirler oluşturma vizyonu doğrultusunda önemli bir adım atarak Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği üyeliğine kabul edildi. Birliğin 42. Olağan Meclis Toplantısı sırasında alınan kararla, Karabağlar Belediyesi’nin üyeliği oy birliğiyle onaylandı.
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, ülkemizde sağlıklı şehirler hareketini yaygınlaştırmak ve belediyeler arasında iş birliği ve bilgi paylaşımını teşvik etmek amacıyla faaliyet gösteriyor. Karabağlar Belediyesi'nin katılımıyla, bu vizyon doğrultusunda gerçekleştirilecek projelere yeni bir ivme kazandırılması bekleniyor.
📱Türkiye'nin İlk Akıllı Köy Projesi: Aydın'ın Kasaplar Köyü
Dünyanın ve Türkiye’nin ilk akıllı köyü Vodafone Akıllı Köy’ü, yeni nesil kırsal yaşam modeli olarak, bir yandan bitkisel ve hayvansal üretimde verimliliği artırırken, bir yandan da çevresel kalkınmaya katkı sağlayacak. Yaşar Üniversitesi, Vodafone, Tarım Bilincini Geliştirme Derneği (TABİDER) ve Akıllı Tarım Teknolojileri A.Ş. (TABİT) işbirliğinde yürütülecek yeni bir proje, teknoloji kullanarak tarımsal kalkınmayı desteklemeyi hedefliyor.
Proje ile geleneksel tarım yöntemlerini ileri teknolojinin olanaklarıyla birleştiren yeni nesil kırsal yaşam modeli, bir yandan bitkisel ve hayvansal üretimde verimliliği artırırken, bir yandan da çevresel kalkınmaya katkı sağlıyor. Akıllı sistemleri sayesinde toprak ve su kirliliğinin önüne geçerek tarımsal kaynakların sürdürülebilirliğini sağlayan Vodafone Akıllı Köy, özel ilaçlama ünitesi, erken uyarı sistemi, sulama yönetimi ve çiftçi bilgilendirme eğitimleri ile çevreci tarımcılıkta Türkiye’deki tüm köyler için model oluşturuyor.
🛣️Kadıköy Mahallesi'nde Sokak Dönüşümü Projesi Başladı
Marmara Belediyeler Birliği iş birliğiyle hayata geçirilen "Sokak Dönüştürme Prova Uygulama Destek Programı" kapsamında, Kadıköy Mahallesi Atatürk Bulvarı'nda çeşitli düzenlemeler gerçekleştirildi. Bu projeyle, hızlı uygulanabilir ve düşük maliyetli tasarım stratejileri kullanılarak yaya ve çocuk dostu kamusal mekânlar oluşturuluyor. Amaç, sokakları daha güvenli ve erişilebilir hale getirmek.
Proje, geçici ve esnek malzemeler ile yapılan taktiksel kentleşme adımları sayesinde, mahalle sakinlerinin aktif katılımını sağlıyor. Kalıcı ve yüksek maliyetli uygulamalara geçmeden önce yapılan bu "prova" çalışmalarında toplanan veriler, projenin alandaki işlevselliğini doğrulamaya olanak tanıyor. Böylece, çocuk dostu bir kent inşa etme yolunda önemli bir adım atılmış oluyor.
🧀Kars Gravyer Peyniri Coğrafi İşaretle Tescillendi
Kars’ta üretilen gravyer peyniri, coğrafi işaret ile tescillendi. Kentte her yıl 200-250 ton arasında gravyer peyniri üretildiğini belirten Kars Ticaret ve Sanayi Odası (KATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Bozan, peyniri Avrupa'da da coğrafi işaret alacak şekilde tanıtmak amacıyla çalışmalara başladıklarını duyurdu.
Ürünleri coğrafi işaretle tescillemek, üreticilere ve yerel ekonomilere çeşitli avantajlar sağlar. Bu avantajlar arasında:
Marka Değeri ve Tanınırlık: Coğrafi işaret, ürünün özgünlüğünü ve kalitesini garanti eder. Tescillenen ürünler, tüketicilere benzersiz özelliklere sahip olduklarını ve belirli bir bölgeye ait olduklarını gösterir. Bu da ürünün marka değerini artırır.
Pazar Fırsatları: Coğrafi işaret, ürünün yerel ve uluslararası pazarlarda tanınmasını sağlar. Bu, ürünün rekabet avantajını güçlendirir ve daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmasına yardımcı olur.
Koruma: Coğrafi işaret, tescillenen ürünün sahteciliğe karşı korunmasını sağlar. Bu, hem üreticilerin hem de tüketicilerin zarar görmesini engeller.
Yerel Ekonomiye Katkı: Coğrafi işaretli ürünlerin üretimi, yerel iş gücünü ve yerel kaynakları kullanır. Bu da bölgesel kalkınmayı destekler ve yerel ekonomiye katkı sağlar.
Kalite Standartları: Coğrafi işaret, belirli üretim standartlarının uygulanmasını zorunlu kılar. Bu, ürünlerin kalitesinin sürekliliğini ve güvenilirliğini sağlar.
Turizm Potansiyeli: Coğrafi işaretli ürünler, turizm açısından da çekicidir. Özellikle yöresel tatlar ve ürünler, bölgeyi ziyaret eden turistler için cazibe merkezi haline gelir.
🥯İstanbul'da Seyyar Satış Üniteleri Yenilendi
İstanbul'un çeşitli meydanları ve işlek caddelerinde bulunan seyyar simit, mısır ve kestane satış araçları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kentsel Tasarım Müdürlüğü tarafından yenilenen tasarımlarla daha estetik ve yenilikçi bir görünüme kavuştu. Bu yeni tasarımlar, İstanbul sokaklarına modern bir dokunuş getirirken, ilk olarak Beşiktaş Meydanı'nda sergilendi. Tasarımlar, hem görsel açıdan şehre katkı sağlıyor hem de seyyar satış ünitelerinin işlevselliğini artırıyor.
🏆Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Finaline Kaldı
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından desteklenen Uluslararası Yaşanabilir Topluluklar SKA 2024 Ödülleri'nde (LivCom SDG Awards) “Anne Şehir Sağlıklı Yaşam Projesi” ile finale kalmayı başardı. Bu proje, sağlıklı yaşam koşullarını teşvik ederek, toplulukların yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor. Kocaeli'nin bu başarıyı elde etmesi, şehrin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine olan katkısını bir kez daha gözler önüne seriyor.
🏛️Dünyanın En Feminist Kenti: Umeå
İsveç’in kuzeyinde, Baltık Denizi’nin sakin kıyılarında yer alan Umeå, sadece doğal güzellikleriyle değil, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda attığı yenilikçi adımlarla da dikkat çekiyor. “Dünyanın en feminist kenti” unvanını taşıyan bu şehir, toplumsal eşitliği şehir planlamasıyla buluşturarak güvenli ve kapsayıcı bir yaşam alanı inşa ediyor.
Umeå, feminist yaklaşımların sadece bireysel düzeyde değil, kentsel politikalar ve tasarım süreçlerinde de uygulanabileceğini tüm dünyaya gösteriyor. Şehirdeki projeler, kadınların kamusal alandaki güvenlik ihtiyaçlarından ulaşım sistemlerine kadar her detayda toplumsal cinsiyet eşitliğini göz önünde bulunduruyor. Örneğin, kadınların ve erkeklerin toplu taşıma kullanım alışkanlıkları üzerine yapılan araştırmalar, Umeå’da toplu taşıma güzergahlarının planlanmasında etkili olmuş.
Ayrıca, aydınlatma düzenlemelerinden park tasarımlarına kadar şehirdeki tüm alanlar, her bireyin kendini güvende hissedeceği şekilde tasarlanmış. Böylece, hem kadınlar hem de diğer savunmasız gruplar için şehir, gerçek anlamda erişilebilir ve yaşanabilir bir hale gelmiş.
🧪 Manchester’ın Büyük Atılım: Bilim ve Teknoloji İnovasyon Bölgesi
İngiltere’nin kuzeyinde yer alan Manchester şehri, bilim ve teknoloji alanında dünya çapında bir merkez olma yolunda önemli bir adım attı. 1,7 milyar sterlin (yaklaşık 2,3 milyar dolar) değerindeki inovasyon bölgesi projesinin ilk etabı tamamlandı.
Manchester Üniversitesi’nin eski şehir merkezi Kuzey Kampüsü’nde yer alan ve “Sister İnovasyon Bölgesi” olarak adlandırılan bu proje, 186.000 metrekare ticari alanın yanı sıra 1.500 yeni konut sunmayı hedefliyor. Bölge, üniversiteler ve özel sektör arasındaki işbirliğini güçlendiren bir platform sunarak Manchester’ın bilim ve teknoloji merkezi olarak statüsünü daha da sağlamlaştırmayı amaçlıyor. Sister ismi, endüstri ve akademi arasındaki yakın bağı ve sorunları çözmek için iş birliği, açıklık ve bilginin kullanımı ahlakını ifade ediyor.
Proje, Manchester Üniversitesi ile Bruntwood SciTech’in ortak girişimi olarak tasarlandı. Bu iş birliği, Legal and General ve Greater Manchester Emeklilik Fonu gibi yatırımcıların desteğiyle hayata geçiriliyor. 15 yıllık bir süre zarfında tamamlanması planlanan bu dev girişim, sadece Manchester için değil, İngiltere’nin tamamı için önemli bir ekonomik ve bilimsel potansiyel taşıyor.
Oxford, Cambridge ve Manchester gibi üniversite şehirleri, girişimcilik ekosistemini güçlendiren ortamlar yaratmada öncülük ediyor. Bu trend, özellikle İngiltere’nin yeni hükümetinin kamu hizmetleri ve altyapıyı iyileştirmek amacıyla özel yatırımları teşvik etme hedefiyle örtüşüyor.
⛅Türkiye İklim Verileri
Türkiye’nin 1991-2020 yaz mevsimi ortalama sıcaklığı 24.0 °C’dir.
2024 yılı yaz mevsimi ortalama sıcaklığı 26.1 °C ile mevsim normallerinin 2.1 °C üzerinde gerçekleşmiştir.
2024 yılı Haziran ve Temmuz ayları, son 54 yılın en sıcak Haziran ve Temmuz ayları olmuştur.
2024 yılı yaz mevsimi en düşük sıcaklık 1.6 ºC ile Erzurum’da, en yüksek sıcaklık 47.8 °C ile Ceylanpınar’da ölçülmüştür.
2024 yılı yaz mevsimi son 54 yılın en sıcak yaz mevsimi olarak kayıtlara geçmiştir.
(Veriler Dr. Mithat Ekici, Linkedin sayfası)
⛔Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik Yayınlandı
Türkiye'de Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında önemli bir adım olarak yayımlandı. Bu yönetmelik, özellikle iklim değişikliğine neden olan florlu sera gazlarının üretim, ithalat, ihracat, kullanım ve bertaraf süreçlerini düzenlemeyi ve kontrol altına almayı amaçlıyor. Florlu sera gazları, genellikle soğutma, ısıtma ve endüstriyel süreçlerde kullanılıyor. Ancak bu gazlar, yüksek küresel ısınma potansiyeline (GWP) sahip olduğu için iklim değişikliğine büyük ölçüde katkıda bulunuyor.
Yönetmelik Neleri Kapsıyor?
Gazların Yönetimi: Florlu sera gazlarının belirli sektörlerde kullanımını sınırlandırarak, bu gazların çevreye zarar vermesini önlemeye yönelik düzenlemeler getiriyor.
İzleme ve Raporlama: Bu gazların üretimi ve kullanımına ilişkin verilerin izlenmesi ve raporlanması zorunlu hale getiriliyor.
İthalat ve İhracat Kontrolü: Gazların ithalat ve ihracatında çevreye duyarlı politikalar benimseniyor.
Eğitim ve Farkındalık: Sera gazlarının çevresel etkileri ve alternatif çözümlerle ilgili sektörlere yönelik eğitim programları düzenlenmesi hedefleniyor.
🚱Bafa Gölü Kuraklık Tehlikesiyle Karşı Karşıya
Muğla ve Aydın sınırları arasında yer alan Bafa Gölü, bu yıl yetersiz yağışlar nedeniyle ciddi bir kuraklık tehlikesi yaşıyor. Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri olan göl, yalnızca doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliğiyle değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel değerleriyle de öne çıkıyor. Ancak kuraklık tehdidi, bu zengin ekosistemin ve tarihi mirasın geleceğini tehlikeye sokuyor.
Bafa Gölü’nün Önemi
Bafa Gölü, çevresindeki Beş Parmak Dağları’nın (Latmos) gölgesinde, 8 bin yıllık kaya resimleri ve tarihi kalıntılarıyla uluslararası öneme sahip bir alan. Sulak alan statüsüyle 261 kuş, 22 sürüngen ve 19 memeli türüne ev sahipliği yapıyor. Özellikle flamingolar ve diğer nesli tehlike altındaki kuş türleri için önemli bir üreme ve kışlama alanı.
🐑Çobanların Yaşam Şartlarını İyileştiren Proje
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü desteğiyle başlatılan Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi (IFAD) kapsamında, Kastamonu’da hayvancılıkla geçinen çobanların yaşam koşullarını iyileştirmek için önemli bir adım atıldı. Kastamonu Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yürütülen proje ile yüksek rakımlı mera ve yaylalarda çoban barınakları kuruluyor. 3x5 metre ölçülerinde tasarlanan konteyner evler, çobanların temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde donatıldı. Barınaklarda:
Banyo ve tuvalet
Seviyeli mutfak tezgahı ve mutfak dolabı
Güneş enerjisi sistemiyle çalışan aydınlatma gibi özellikler bulunuyor.
Kamu yönetimi perspektifinden bakıldığında, tarım ve hayvancılık, hem ekonomik sürdürülebilirlik hem de toplumsal denge açısından stratejik öneme sahip bir sektördür. Türkiye gibi kırsal nüfus oranı yüksek ve doğal kaynakları tarıma elverişli bir ülkede, bu sektörlerin güçlendirilmesi, yalnızca ekonomik kazanç sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kırsal göçün azaltılması, bölgesel kalkınmanın sağlanması ve yerel toplulukların desteklenmesi gibi temel hedeflere de katkıda bulunur.
💲Zengin ve Yoksul Arasındaki Karbon Uçurumu
Yeşil Gazete’de Oxfam'ın yayımladığı yeni bir analize dayandırılan haberde , dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin karbon emisyonlarının 5 milyar insandan daha fazla olduğu ve bu durumun küresel eşitsizlikleri ve iklim krizini derinleştirdiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Özel jetlerden lüks yatlara, fosil yakıtlara dayalı yatırımlardan aşırı tüketim alışkanlıklarına kadar, bu küçük kesimin yaşam tarzı, gezegenin iklim hedeflerini tehdit ediyor.
Analize göre:
Dünyanın en zengin yüzde 1’i, 5 milyar yoksul insandan daha fazla karbon emisyonu üretiyor.
En zenginlerin yaşam tarzları, küresel kuzeyde izole edilmiş ve klimalı bir hayat sunarken, küresel güneydeki yoksul halklar bu emisyonların neden olduğu iklim felaketleriyle boğuşuyor.
☁️Karbondioksit Konsantrasyonundaki Hızlı Artış Alarm Veriyor
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yayımladığı yeni rapor, atmosferdeki karbondioksit (CO₂) konsantrasyonunun sadece 20 yıl gibi kısa bir sürede %10’dan fazla arttığını ortaya koyuyor. Rapora göre, CO₂ konsantrasyonundaki bu hızlı artış, iklim sisteminin kırılganlığını artırıyor. Sanayi devrimi öncesinde 280 ppm (milyonda bir parça) olan atmosferdeki karbondioksit seviyesi, günümüzde 420 ppm’i aştı. Bu artış, iklim değişikliğinin giderek hızlandığını ve küresel sıcaklık artışının daha ciddi sonuçlara yol açabileceğini gösteriyor.
Atmosferde CO₂ Birikimi Neden Önemli?
Karbondioksit, iklim değişikliğinin ana tetikleyicilerinden biri olarak biliniyor. Fosil yakıt kullanımı, sanayi faaliyetleri, ormansızlaşma gibi insan kaynaklı faaliyetler, atmosferdeki CO₂ seviyelerini tehlikeli boyutlara çıkarıyor.
Normalin çok üzerindeki CO₂ seviyeleri, gezegenin enerji dengesini bozuyor ve sıcaklıkların hızla artmasına neden oluyor.
Artan sıcaklıklar, kutup buzullarının erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi, aşırı hava olaylarının sıklaşması gibi zincirleme sonuçlara yol açıyor.
🧑🔬Bilim İnsanlarından İskandinav Ülkelerine Çağrı
Dünyanın önde gelen 40’tan fazla bilim insanı, Atlantik Okyanusu'ndaki akıntı değişimlerinin yaratabileceği ciddi risklere dikkat çekmek için bir açık mektup yayımladı. Mektupta, İskandinav ülkelerine bu kritik soruna karşı acil eylem çağrısında bulunuldu.
Atlantik akıntıları, küresel hava düzeninin istikrarında ve deniz ekosisteminin korunmasında hayati bir rol oynuyor. Ancak bilim insanları, bu akıntılarda meydana gelebilecek değişimlerin ani ve kalıcı etkiler yaratabileceği konusunda uyarıyor. Akıntıların yavaşlaması ya da yön değiştirmesi, Avrupa’da daha sert kışlara, Afrika’da şiddetli kuraklıklara ve okyanus ekosistemlerinde ciddi bozulmalara yol açabilir.
Bu durum, özellikle iklim değişikliğinin etkilerini yoğun bir şekilde hisseden İskandinav ülkeleri için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bilim insanları, akıntı değişimlerini önlemek için fosil yakıt kullanımının azaltılması, yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması ve deniz ekosistemlerinin korunması gibi somut adımların ivedilikle atılmasını öneriyor.
🚨 Türk Bilim İnsanından Deprem Tahmininde Çığır Açan Başarı
Türk bilim insanı Cemil Emre Yavaş ve ekibi, ABD'de geliştirdikleri yapay zeka tabanlı algoritma ile doğal afetler konusunda devrim niteliğinde bir başarıya imza attı. Ekip tarafından geliştirilen algoritma, gerçekleşmesi muhtemel depremleri %98 doğruluk oranıyla tahmin edebiliyor.
İstanbul’daki depremlere yönelik yapılan testlerde algoritmanın başarısı %91’i aşarken, bu yapay zeka sisteminin 30 gün içerisinde meydana gelebilecek depremlerin büyüklüğünü doğru tahmin edebildiği ifade ediliyor. Bu özellik, afet yönetimi ve önleyici tedbirler açısından büyük bir potansiyel taşıyor.
Uzmanlar, Yavaş ve ekibinin geliştirdiği algoritmanın doğal afetlere karşı önlemlerde çığır açabileceğini belirtiyor. Özellikle deprem kuşağında bulunan ülkeler için bu teknolojinin erken uyarı sistemleri ve risk yönetiminde devrim yaratabileceği vurgulanıyor.
Bu yenilikçi çalışma, sadece bilim dünyası için değil, aynı zamanda milyonlarca insanın hayatını koruma potansiyeline sahip olmasıyla da dikkat çekiyor. Algoritmanın daha geniş ölçekte test edilmesi ve uygulamaya alınmasıyla doğal afetlerin yıkıcı etkilerinin büyük ölçüde azaltılabileceği öngörülüyor.
İspanya’da Sel Felaketi: 210 Kişi Vefat Etti
İspanya'nın doğusundaki Valencia bölgesi, 29 Ekim’den bu yana etkili olan yoğun yağışların ardından şiddetli bir sel felaketiyle sarsıldı. Bölge genelinde hayatı durma noktasına getiren sel, yerleşim yerlerinde büyük hasara yol açtı ve geniş çaplı tahliyelere neden oldu.
Sel felaketinde şimdiye kadar 210’dan fazla kişinin hayatını kaybetti, çok sayıda ev ve iş yeri su altında kaldı. Ayrıca tarım alanlarının büyük bölümü zarar görürken, ulaşım ağlarında ciddi aksamalar yaşandı. Yetkililer, selin yol açtığı kayıpları ve hasarı değerlendirmek için çalışmalarını sürdürürken, bölge halkına dikkatli olmaları yönünde uyarılar yapılıyor.
Sel felaketinin ardından, Paiporta kasabasını ziyaret eden Kral Felipe protestolarla karşılaştı. Selden etkilenen bölgeyi incelemek için gelen Kral, öfkeli bir kalabalığın tepkisiyle karşılaştı ve protestocular tarafından kendisine çamur fırlatıldı.
Protestocular arasında yer alan bir kişi, Kral’ın olay yerine geç gelmesini eleştirerek, “Dört gün geç kaldınız!” diye bağırdı. Olay anına ait görüntülerde, Kral Felipe’nin bir grupla yürüdüğü sırada arka planda çamura benzer nesnelerin havada uçuştuğu görülüyor. Ayrıca, kalabalığın içinden “katil” şeklinde bağıran öfkeli sesler duyuldu.
🌀Helene Kasırgası ABD’yi Vurdu: Can Kaybı 200’e Ulaştı
ABD’nin Florida eyaletinde etkili olan Helene Kasırgası, yıkıcı etkileriyle ülkenin tarihindeki en ölümcül felaketlerden biri olarak kayıtlara geçti. Kasırganın yol açtığı afetlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 200’e yükseldi. Bu, Helene’yi 2005’teki Katrina Kasırgası’ndan bu yana ABD topraklarını vuran en ölümcül kasırga haline getirdi.
Helene, şiddetli rüzgarları, yoğun yağışları ve neden olduğu sel baskınlarıyla geniş bir alanda büyük yıkıma yol açtı. Florida’nın kıyı bölgelerinde binlerce ev zarar gördü, altyapı çöktü ve birçok kişi evsiz kaldı. Kasırganın etkileri, elektrik kesintilerinden ulaşım ağlarının tahribatına kadar hayatın her alanında hissediliyor.
🧑💻Cevdet Yılmaz’dan Afet Teknolojileri Vurgusu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Dijital Teknolojiler İş Konseyi tarafından hazırlanan Afet Teknolojileri Raporu’nun tanıtımında, teknolojinin afet yönetimindeki rolüne dikkat çekti. Yılmaz, hem afet öncesi hem de sonrası süreçlerde teknolojinin sunduğu yenilikçi çözümlerle can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmenin mümkün olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, erken uyarı sistemleri, robotik ve insansız keşif araçları (İHA), mobil enerji tedariki teknolojileri ve yapay zeka destekli afet lojistiği gibi uygulamaların önemine vurgu yaptı. Bu teknolojilerin afet yönetiminin her aşamasında kritik bir rol oynadığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
"Afet yönetiminde teknolojilerin yaygın olarak kullanımı, günümüzün en önemli gelişmelerinden biridir. Yenilikçi çözümler, müdahale süreçlerini hızlandırarak hayat kurtarıyor ve kaynakların etkin kullanımını sağlıyor. Bu kapsamda, kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ederek, veriye dayalı afet yönetimi kapasitemizi artırmayı hedefliyoruz."
📰İSTKA'dan Yapay Zeka Ekosistemi Rapor’u
İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA), "İstanbul’da Yapay Zeka Teknolojileri Ekosistemi 2024: Mevcut Durum ve Beklentiler" başlıklı raporunu yayımladı. Raporda, İstanbul’un yapay zeka alanındaki mevcut potansiyeli, sektörün ekonomik etkisi, teknolojik gelişmeler ve geleceğe yönelik beklentiler ele alındı.
Rapor, İstanbul'un yapay zeka teknolojileri açısından Türkiye'nin öncü şehri olduğunu vurgularken, girişimcilik ekosisteminin güçlenmesi ve uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşması için stratejik önerilere yer veriyor. Ayrıca, akademik çalışmalar, start-up girişimleri, kamu-özel sektör iş birlikleri ve dijital altyapıya yönelik mevcut durum analizleriyle, yapay zeka teknolojilerinin farklı sektörlerdeki uygulamalarına ışık tutuluyor.
🚁Shenzhen’den Gökyüzüne Rekor: 10.197 Drone ile Tarihi Işık Gösterisi
Çin’in yüksek teknoloji merkezi Shenzhen, bir kez daha sınırları zorladı. 10.197 drone'un eş zamanlı olarak sahnede olduğu muhteşem bir ışık gösterisiyle Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başardı. Bu gösteri, yalnızca teknolojik bir başarı değil, aynı zamanda havaya fişek atan medeniyetin kendi icadına saygı duruşunda bulunduğu görkemli bir güncelleme olarak hafızalara kazındı.
🔋Lyten, 1 Milyar Dolarlık Lityum-Sülfür Pil Giga Fabrikası
ABD merkezli pil üretim şirketi Lyten, dünyanın ilk lityum-sülfür pil giga fabrikasının kurulumu için 1 milyar dolar yatırım yapacağını duyurdu. Yüksek enerji yoğunluğuyla dikkat çeken bu yeni nesil piller, lityum-iyon pillere kıyasla %40, lityum demir fosfat pillere kıyasla ise %60 daha hafif olacak.
Üretimin başlamasıyla, 2024 ve 2025 yıllarında bu yenilikçi pillerin mikro-mobilite, uzay, drone ve savunma sektörlerinde yaygın olarak kullanılması planlanıyor. Lityum-sülfür teknolojisinin, enerji depolamada daha çevre dostu ve verimli çözümler sunarak enerji dönüşümüne önemli bir katkı sağlaması bekleniyor.
⛔AB’den LinkedIn’e 310 Milyon Euro Rekor Ceza
Avrupa Birliği, teknoloji devi Microsoft’a ait sosyal iş platformu LinkedIn’e, kullanıcı verilerinin düzenlemeye aykırı şekilde hedefli reklam faaliyetlerinde kullanıldığı gerekçesiyle 310 milyon euro ceza kesti.
AB Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) kapsamında gerçekleştirilen incelemede, LinkedIn’in kullanıcıların rızası olmadan reklam hedeflemesi için kişisel verileri işlediği tespit edildi. Bu ihlal, hem kullanıcıların veri gizliliğini ihlal ettiği hem de AB’nin sıkı veri koruma standartlarına aykırı olduğu gerekçesiyle ciddi bir yaptırıma neden oldu.
🧠Henna Virkkunen: Avrupa’nın Yapay Zeka Vizyonunu
Finlandiyalı Henna Virkkunen, Avrupa Komisyonu Teknoloji Egemenliği, Güvenlik ve Demokrasiden Sorumlu Üyesi olarak, teknoloji dünyasında dikkat çeken bir isim. Unvanı kadar etkileyici bir hedefle çalışan Virkkunen, Avrupa Birliği’nin (AB) teknoloji liderliğini sağlamlaştırmayı ve özellikle yapay zeka (AI) alanında küresel bir güç haline gelmesini amaçlıyor.
Virkkunen’in vizyonu, AB’yi bir "yapay zeka kıtası" haline getirerek yenilikçiliği desteklerken aynı zamanda güvenlik, etik ve demokratik değerlere bağlı bir teknoloji ekosistemi oluşturmak. Bu yaklaşım, AB’nin teknoloji alanında Çin ve ABD gibi devlerle rekabet etme kapasitesini artırmayı hedefliyor.
🚗Otonom Araç Teknolojileri Şehir İçi Ulaşımı Dönüştürüyor
Bağlantılı ve otonom araç teknolojileri, hızla gelişiyor ve dünya genelindeki şehirlerde şehir içi ulaşımda devrim yaratmaya devam ediyor. Alphabet destekli otonom sürüş şirketi Waymo, son finansman turunda 5,6 milyar dolar toplayarak faaliyetlerini genişletmeyi hedefliyor. Bu fonla birlikte, Waymo One araç çağırma hizmeti daha fazla şehirde hizmet verecek, San Francisco, Phoenix, Los Angeles, Austin ve Atlanta gibi büyük şehirler de dahil olacak. Waymo, aynı zamanda Uber ile geliştireceği ortaklık sayesinde otonom araçlarla yolcu taşımacılığında yeni bir döneme adım atmayı planlıyor.
Waymo’nun topladığı fon, yalnızca araç çağırma servisleriyle sınırlı kalmayacak. Şirket, Waymo Driver adı verilen yapay zeka destekli otonom sürüş sisteminin geliştirilmesine de devam edecek. Bu sistem, araçların daha çeşitli iş alanlarında kullanılabilmesini sağlayacak, bu da şirketin sunduğu hizmetlerin kapsamını genişletecek.
📳Avustralya, 16 Yaş Altı İçin Sosyal Medyayı Yasaklıyor
Avustralya, gençlerin çevrimiçi güvenliğini artırmak amacıyla önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. Ülkede, 16 yaşından küçüklerin sosyal medya platformlarını kullanmasını tamamen yasaklayacak yeni bir düzenleme üzerinde çalışmalar hızla devam ediyor.
Bu düzenleme, gençlerin dijital dünyada karşılaştıkları potansiyel risklere karşı bir koruma önlemi olarak sunuluyor. Avustralya hükümeti, gençlerin sosyal medya kullanımıyla bağlantılı olarak artan siber zorbalık, mahremiyet ihlalleri ve psikolojik sorunlar gibi olumsuz etkileri göz önünde bulunduruyor.
🏆Nobel Ödülleri Sahipleri Buldu
Her yıl ekim ayında yeni Nobel Ödülleri ve sahipleri açıklanırken ödüller, 1901 yılından bu yana Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törenlerle sahiplerine takdim edilmektedir. Nobel Ödülleri; fizik, kimya, tıp, edebiyat, ekonomi ve barış olmak üzere 6 dalda veriliyor.
Bu sene “Nobel Ödülleri” bir kez daha sahiplerini bulurken bizim açımızdan daha da farklı bir anlamı vardı. Dünyaca ünlü Türk ekonomist Daron Acemoğlu, ekonomi alanında Nobel Ödülü’ne layık görülerek bilim dünyasında bir kez daha adından söz ettirdi.
Acemoğlu’nun ödülü, özellikle ekonomik büyüme, kurumların rolü ve eşitsizlik konularındaki çığır açıcı çalışmalarıyla ilişkilendirildi. Özellikle, James Robinson ile birlikte kaleme aldığı Why Nations Fail (Ulusların Düşüşü) adlı eser, ekonomik kalkınma ve siyasi yapıların etkilerini analiz eden kapsamlı bir yaklaşım sunarak geniş bir kitleye ulaşmıştı.
Ek bilgi Daron Acemoğlu öğrencilere üç tavsiyede bulunuyor;
🎯 Severek yapmak; heyecan duyduğunuz alanda ilerlemek, gelişmeye açık olmak,
🎯 Kendinize yatırım yapmak; çok çalışarak, öğrenmeyi zamanla bir düşünme şekli haline getirmek,
🎯 Okumak; sosyal ve teknik tüm alanlardan beslenerek okumayı ilham kaynağı haline getirmek.
Edebiyat-Han Kang’ın Şiirsel Anlatımı: Güney Koreli yazar Han Kang, 2024 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı. Ödül açıklamasında, Han Kang’ın “tarihsel travmalarla yüzleşen ve insan hayatının kırılganlığını gözler önüne seren yoğun şiirsel düzyazısı” övgüyle vurgulandı. Yazar, Türk okurları tarafından “Vejetaryen” adlı eseriyle tanınmakta ve April Yayıncılık tarafından çevrilen toplam dört kitabı bulunmaktadır.
Fizik-Yapay Zekânın Öncü İsimlerine Ödül: 2024 Nobel Fizik Ödülü, yapay zekâ alanında öncü çalışmalarıyla tanınan Prof. Geoffrey Hinton ve John Hopfield’a verildi. Hinton, sinir ağları ve derin öğrenme alanındaki katkılarıyla “Yapay Zekânın Vaftiz Babası” olarak anılmakta. Ancak geçtiğimiz yıl Google’daki görevinden istifa ederek, yapay zekânın olası tehlikeleriyle ilgili endişelerini dile getirmişti.
Kimya-Yapay Zekâ ile Protein Şekillerinin Keşfi: Nobel Kimya Ödülü, proteinlerin 3D yapılarının yapay zekâ ile tahmin edilmesine olanak sağlayan yenilikçi çalışmaları gerçekleştiren bilim insanlarına verildi. Bu keşif, ilaç geliştirme ve biyoteknoloji alanlarında devrim yaratacak potansiyele sahip.
Tıp veya Fizyoloji-mikroRNA'ların Keşfi: Victor Ambros ve Gary Ruvkun mikroRNA'ların keşfi ve gen ekspresyonunun transkripsiyon sonrası düzenlenmesindeki rollerine ilişkin yaptıkları çığır açıcı çalışmalar ile ödülü aldı. MikroRNA'lar, hücrelerin ve organizmaların işlevlerini düzenleyen küçük RNA molekülleridir. Ambros ve Ruvkun'un bu keşfi, moleküler biyoloji alanında büyük bir adım olarak kabul edilmekte ve gen düzenlemesinin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır.
📰YÖK Üniversite Performansları Raporu
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye'deki 201 üniversitenin 64 farklı göstergeye göre analiz edildiği "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2024" adlı çalışmayı yayımladı. Raporda, üniversitelerin eğitim, araştırma, toplumsal katkı ve uluslararasılaşma gibi alanlardaki performanslarına ilişkin veriler detaylı bir şekilde değerlendirildi.
Rapordaki dikkat çeken verilerden biri, mezunların yurt içindeki ilk iş bulma süresi oldu. 2023 yılı verilerine göre, Türkiye'deki üniversitelerden mezun olan bireyler, ortalama olarak 4,5 ay içinde ilk işlerine kavuştu. Bu süre, hem üniversitelerin eğitim kalitesini hem de sektörlerin mezunlara olan talebini yansıtan önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.
💯İlber Ortaylı ile Cumhuriyetin 100 Yılı
Odeabank'ın Cumhuriyet'in 100. yılına özel hazırladığı "İlber Ortaylı ile Cumhuriyetin 100 Yılı" serisi, Türkiye'nin tarihsel yolculuğunu anlamak ve geleceğe dair perspektif kazanmak için dinleyicilere derinlemesine bir analiz sunuyor. Bu özel seride, Cumhuriyet'in ilk adımlarından Atatürk'ün vizyonuna, ekonomik politikalardan eğitime kadar birçok önemli konu ele alınıyor. Tarihçi İlber Ortaylı'nın rehberliğinde, Belgesel Yapımcısı ve Gazeteci Cem Fakir de Ortaylı'ya eşlik ediyor. Bu benzersiz yolculuk, Türkiye'nin 100 yıllık tarihini ve bu süreçte yaşanan önemli dönüşümleri kapsamlı bir şekilde aktarmayı amaçlıyor.
📖Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul Ansiklopedisi Erişime Açıldı
Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul Ansiklopedisi'ne dair önemli bir kaynak, Salt ve Kadir Has Üniversitesi'nin işbirliğiyle hayata geçirilen "Reşat Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi" projesi kapsamında dijital ortamda erişime açıldı. Bu kapsamlı arşiv, İstanbul'un tarihi ve kültürel dokusunu incelemek isteyenler için önemli bir referans kaynağı sunuyor. Arşivin tamamına internet üzerinden erişilebileceği belirtiliyor.
📙Yeni Kitap
Kamu yönetimi alanında E-devlet uygulamaları ve kamu politikaları üzerine önemli çalışmalara imza atan bir akademisyen olarak tanınan Prof. Dr. Mete YILDIZ, kamu politikası analizine dair önemli bilgiler sunduğu “Kamu Politikası Analizi: Kamusal Sorunların Teşhisi ve Çözümü” başlıklı kitabını yayınladı. Kitap, kamu yönetimi alanındaki akademisyenler, öğrenciler ve uzmanlar için önemli bir referans kaynağı olma niteliği taşıyor. Okuru bol olsun.
💯Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Cumhuriyetin 100. Yılı Serisi
Marmara Belediyeler Birliği (MBB), Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’nin yerel yönetim ve şehircilik tarihine ışık tutan beş ciltlik dev bir eseri okuyucularla buluşturdu. “Cumhuriyet’in 100 Yıllık Serüveninde Yerel Yönetimler ve Şehircilik” başlıklı eserin lansmanı, MBB Başkanı Mustafa Bozbey ve kitabın editörlerinin katılımıyla 4 Eylül’de Yapı Kredi Kültür Sanat Loca’da gerçekleştirildi.
Bu önemli eser, Türkiye’nin şehirleşme ve yerel yönetim süreçlerini derinlemesine inceleyerek, okuyuculara kapsamlı bir referans kaynağı sunmayı hedefliyor. Lansman sırasında, eserin sadece bir tarih kitabı olmanın ötesinde, yerel yönetimlerin ve şehircilik uygulamalarının evrimine dair önemli bilgiler barındırdığı vurgulandı.
👩🦳Dünyanın En Yaşlı İnsanı: 116 Yaşında!
Japonya vatandaşı Tomiko Itooka, bugün itibarıyla dünyanın yaşayan en yaşlı insanı unvanını kazanarak dikkatleri üzerine çekti. 116 yaşında ve 116 gününde olan Itooka, bu özel unvanıyla hayatının uzun ve ilham verici yolculuğunu bir kez daha vurgulamış oldu.
Guinness Dünya Rekorları tarafından kendisine verilen sertifika, onun yaşını resmi olarak doğrularken, Itooka’nın yaşam hikayesi birçok insan için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Uzun yaşamın sırları arasında sağlıklı beslenme, aktif bir yaşam tarzı ve güçlü sosyal bağlar gibi unsurların bulunduğu belirtiliyor.
🐈Hayvanlar Da Alkol Tüketiyormuş :)
Exeter Üniversitesi'nin araştırmasına göre, hayvanlar doğal ortamlarında fermente gıdalardan düzenli olarak alkol alıyorlar. Bu durum, alkol tüketiminin sadece insanlar için değil, diğer hayvanlar için de yaygın olduğunu gösteriyor. Araştırmalar, alkolün özellikle meyve ve nektar tüketen hayvanlar arasında yaygın olarak bulunduğunu ve bu hayvanların, doğada doğal olarak fermente olmuş meyvelerle karşılaştıklarında alkol tükettiklerini ortaya koyuyor. Genellikle alkol oranı düşük olan bu meyveler, hayvanlar için enerji kaynağı olabiliyor, ancak bunun yanında alkolün diğer hayvanlar üzerinde sosyal ve psikolojik etkileri olabileceği de öne sürülüyor.
🧊Son Şans Turizmi: Eriyen Buzullara Yapılan Ziyaretler
Küresel ısınmanın etkileri, dünyanın dört bir yanındaki buzulları tehdit ediyor. Sıcaklıkların artmasıyla birlikte bu buzulların erimesi ve yok olma riski, "son şans turizmi" adı verilen yeni bir seyahat trendinin doğmasına yol açtı. Bu tür turizm, ziyaretçilerin erimeden önce buzulları ve buz mağaralarını görmek için yaptığı aceleci seyahatleri ifade ediyor.
Bu trend, özellikle İzlanda gibi buzulların yoğun olarak bulunduğu bölgelerde belirgin hale geldi. Burada, turistler sadece doğal güzellikleri görmekle kalmıyor, aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerini de deneyimleme fırsatı buluyor. Buzulların erimesi, aynı zamanda bu bölgelerde patlayan bir turizm ekonomisi yaratıyor. Yerel işletmeler, rehberlik hizmetleri ve konaklama imkanları sunarak bu durumu fırsata çeviriyor.
Bir sonraki bültende görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın...
Geri bildirimleriniz bizim için değerli. Bültenlerle ilgili geri bildirimlerinizi erkan.cakir@dpu.edu.tr adresinden bizimle paylaşabilirsiniz.