Kamu Yönetimi E-Bülten (1-31 Mart 2024)
Sevgili Okuyucular,
Mart ayı, Türkiye'nin dört bir yanında yerel seçim heyecanı ve hareketliliğinin yaşandığı dolu ve hareketli bir ay olarak geride kaldı. Yerel seçimler, ülkemizin demokratik sürecinde önemli bir kilometre taşı olarak her zaman büyük ilgiyle takip edilirken, bu yıl da tartışmalar, ithamlar, suçlamalar havada uçuştu. Yine seçilmek için her türlü Makyavellist stratejileri benimseyen adaylar "amaçlar araçları meşru kılar" düsturu ile tutamayacağı sözleri birbiri ardına sıraladı. Siyasetin finansmanı sorunu çözmeden galiba bu tür durumlardan kurtulamayacağız. Bu tür sorunların çözümü için çeşitli adımlar atılabilir, bunlar arasında siyasi partilerin ve adayların finansman kaynaklarının daha şeffaf bir şekilde raporlanması, katı finansal düzenlemelerin oluşturulması, kampanya harcamalarının sınırlanması ve kamuoyunun bu konularda bilinçlendirilmesi gibi önlemler yer alabilir.
Tüm kadın okuyucularımızın “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutluyorum.
Keyifli okumalar...
Kamu Yönetimi
E-Bürokrasi: Kira Sözleşmeleri E-Devlet’e Geliyor
Kamu Yönetimi Akademisi olarak, dijitalleşme ve teknolojinin kamu hizmetlerine entegrasyonu konusundaki önemli adımları yakından takip ediyoruz. Son gelişmeler, Türkiye'de kira sözleşmelerinin artık E-Devlet platformuna entegre edilmesi yönünde. Bu adım, hem kiracılar hem de ev sahipleri için büyük kolaylık sağlayacak ve kira sözleşmelerinin yönetimini daha hızlı, güvenilir ve verimli hale getirecek. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “420 binden fazla kapıyı çaldıklarını ve eldeki bilgilerle fiili durumu karşılaştırdıklarını belirterek, kira sözleşmelerini e-Devlet üzerinden yapılması üzerine çalıştıklarını” söyledi. Sözlerine devam eden Şimşek, kayıt dışı ile mücadele ederek, bütçe açığını daha kalıcı bir şekilde kontrol altına alacaklarını ifade etti.
Anayasa Mahkemesinin Yeni Başkanı Belli Oldu
Geçtiğimiz aylarda Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay, Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli arasında orta yoğunlukta çeşitli polemik ve gerginlik yaşanmıştı. Hatta Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı törende “Kararımızı beğenmeseniz de katılmasanız da uymak zorundasınız” değerlendirmesini yapmıştı. Bu gerginlik üzerine AYM Başkanlığı seçimi tüm dikkatleri üstüne çekti. Zühtü Aslanın 4 yıllık başkanlık süresi doldu ve seçim yapıldı (AYM seçim kuralları için bakınız). Yapılan seçim sonucunda AYM Başkanlığına Kadir Özkaya seçildi. Özkaya 21 Martta yapılan seçimde AYM'nin 15 üyesinden 9'unun oyunu aldı. Kadir Özkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından AYM'ye atananlar arasında Başkan seçilen ilk üye oldu.
Cyberflashing (Çevrimiçi Teşhir) Artık Suç
Britanya’da bu yıl yürürlüğe giren “Çevrimiçi Güvenlik Yasası” kişinin müstehcen fotoğraflarını veya videolarını rahatsız etmek amacıyla göndermeye yönelik yeni bir suç oluşturdu ve buna da “cyberflashing” (çevrimiçi teşhir) adı veriliyor. Yasanın ilk hükümlüsü Nicholas Hawkes (39) adlı İngiliz vatandaşı ereksiyon halindeki cinsel organının fotoğraflarını 15 yaşındaki bir kıza ve bir kadına gönderdikten sonra yeni bir suç olan “cyberflashing” gereği 66 hafta hapis cezasına çarptırıldı.
ABD TikTok Belasından Kurtuldu. Sıra Bizde İnşallah :)
ABD Temsilciler Meclisi, "ulusal güvenlikle ilgili sorun oluşturduğu" iddiasıyla ülkede TikTok'un yasaklanmasının önünü açan yasa tasarısını kabul ederek Senato'ya gönderdi.
Yerel Yönetimler
Kadınların Sandıktaki ve Pusuladaki Önemi
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, yerel yönetimler başlığı altında kadınların devlet yönetimindeki önemli rolünü vurgulamak istiyorum. Kadınların tarih boyunca yönetimdeki etkileyici ve güçlü rolleri, kültürel mirasımızın önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu bağlamda, devlet ya da kamu yönetimi denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri, İskitler (Saka) Devleti'nin ilk kadın hükümdarı olan Tomris Hatun'dur. Tomris Hatun'un liderliği ve kararlılığı, kadınların tarihteki etkileyici konumlarını simgeler. İlk kadın hükümdarın Kazakistan’da “Tomris” ismiyle bir de filmi yapılmıştır.
Yedi erkek adaya karşı tek başına yarıştı!
Devlet ya da kamu yönetimi denildiğinde akla gelen ikinci isim ise Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın muhtarı Gül Esin’dir. Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınını modern toplumun simgesi olarak görmüş ve onların siyasal katılımını teşvik etmiştir. Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte, bu amaçla, çeşitli yasal düzenlemeler yapılmış ve cefakar Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı, ilk kez 1930 yılında yerel yönetim seçimleri için verilmiştir. Modern topluma adım adım giden Türk kadını, 1930 yılında çıkarılan bu kanundan 3 yıl sonra köy heyetleri ve muhtarlığa seçilme hakkını da kazanmıştır.
Kadınlarımıza verilen bu haktan hemen sonra o zamanlar Aydın’ın Çine ilçesine bağlı bugün ise Karpuzlu ilçesinin merkezi olan Demircidere Köyü’nde yapılan seçimde, Gül Esin muhtar seçilerek tarihimizde ilk kadın muhtarımız olarak yerini almıştır. 1933 yılında 32 yaşındayken tam 500 oy ile Demircidere Köyü’ne, yedi erkek rakibi karşısında üstünlüğünü sağlayarak muhtar seçilmiştir. Üstelik bir de şehit eşidir.
91 Yıldır Hiç Kadın Muhtar Çıkarmamış Tek İl Şanlıurfa
Düşünsenize, 1933 yılında eşi şehit olan henüz 32 yaşında bekar bir kadın muhtar adayı olmaya cesaret edebilirken, yıl 2024 olmasına rağmen Urfa’dan bir kadın muhtar çıkaramamışız. Umarım ki 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde Şanlıurfa’dan kadın muhtarlar çıkar. Erken cumhuriyet dönemi ülkede ne güzel başarılar elde edilmiş.
Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı’nın kurucusu ve kadın muhtar adaylarına yönelik çeşitli çalışmalar yapan Ayşe Kaşıkırık, T24 YouTube kanalı için çeşitli açıklamalarda bulundu. İlk çarpıcı açıklaması; “Erkeklerin muhtar olma motivasyonlarının ilki silah almak”. Ne büyük motivasyon! Tabii bir de mühür olayı var. Soğuk damgalı T.C mührü bir Cumhurbaşkanında bir de muhtarlarda var.
Erkek ve kadınların bir olaya bakış açısı çok farklı oluyor. Yan baktın diye kavga eden ya da bir spor müsabakasında sahaya inen kadın taraftar gurubu yok. Realist bir bakış açısıyla boş ve beleş işlerle uğraşmıyorlar. Kişisel fikrim olarak erkeklerin gelişmişlik açısından kadınlardan 50 yıl geride kaldığını düşünüyorum. Bu fikre, kadınların moda anlayışı beni itekliyor. Biz hala pantolon ve gömlekte kalırken kadın kıyafetleri çığır açtı. Kişisel bakım açısından da durum farklı değil. Bizim tek bakım ürünümüz berberimizin yüzümüze sürmüş olduğu maske :) Sizin de bu konuda fikirleriniz varsa yoruma yazınız.
Bugün, kadınların yerel yönetimlerdeki etkin katılımı ve liderlik rolleri, toplumsal gelişim ve ilerleme için önemli bir güç kaynağıdır. Kadınların yönetimdeki varlığı, farklı bakış açıları ve deneyimlerin kamu politikalarına yansıtılması açısından büyük önem taşımaktadır.
Kent ve Kentleşme
Daday ve Safranbolu Cittaslow’a Dahil Oldu
“Cittaslow” yaşamın daha iyi olduğu kentler. Ne kadar da iddialı bir slogan...
İnsan evladının sürekli daha iyisini arama sevdası medeniyetleri oluşturmuş ve mağara gibi doğal barınaklardan şimdilerde ayakta duran en yüksek yapı olan Dubai'deki 828 metre yüksekliğinde Burç Halife'yi ortaya çıkarmıştır. İnsan eliyle ortaya çıkan böylesine bir medeniyetin en önemli aracı şüphesiz ki kent olgusudur. İnsan evladının en iyisini arama sevdası kentler üzerinde de yer bulmuştur. O milyonların bir arada yaşadığı cazibe merkezi ve medeniliğin göstergesi kentler...
Kalabalık sokaklar, yoğun trafik ve hiç susmayan kornalar. Sürekli bir koşuşturma hali ve hayatı 2x yaşamak. İşte “Cittaslow” düşüncesi tam bu noktada ortaya çıkıyor. İtalyanca bir kavram olan “Cittaslow” Türkçemize “Yavaş Şehir” ya da “Sakin Şehir” olarak çevriliyor. Hızlı yemek alışkanlığı olan “Fast Food” kültürüne karşı bir tepki olarak ortaya çıkan “Slow Food” hareketini devamıdır. Bu hayatı 1x yaşama anlayışı, hızlı modern hayatı eleştiren ve hayatın farklı alanlarında (yeme biçimi, ekonomik hayat, insanlar arası ilişki vs.) hız ve modern tüketim kalıplarını dönüştürecek bir kültürel değişimi savunan toplumsal harekettir.
Profesör Guttorm Fløistad bu hareketin felsefesini şu şekilde özetlemektedir:
Kesin olan tek bir şey her şeyin değiştiğidir. Değişimin ivmesi artıyor. Hayata tutunmak istiyorsanız acele etseniz iyi olur. Günümüzün mesajı bu. Ancak temel ihtiyaçlarımızın asla değişmediği herkese hatırlatılmalı. Başkaları tarafından görülme ve takdir edilme ihtiyacı. Aidiyet ihtiyacı. Yakınlık ve itina, birazcık sevgi ihtiyacı. Bu, sadece insan ilişkilerindeki yavaşlıkla verilebilir. Değişimlere hakim olmak için yavaşlığı, tefekkürü ve birlikteliği yeniden edinmek zorundayız. Bu noktada gerçek bir yenilenme hissedeceğiz.
Slow Food hareketini kentsel boyuta taşımak amacıyla 1999'da İtalya'daki üç belediye başkanının girişimi sayesinde ortaya çıktı. İtalya'da Bra kenti (Francesco Guida), Orvieto kenti (Stefano Cimicchi) ve Positano kenti (Domenico Marrone) kentleri. Cittaslow, hızlı şehirleşmenin getirdiği bitmek bitmeyen koşturmacanın tam karşısında bir kavram. Amblemi de bilin bakalım nedir? Yavaşlığı ile ünlü bir hayvan :) Evet, Salyangoz
Türkiye’den 2009 yılında Seferihisar’ın Cittaslow Birliği’ne üye olmasıyla başlayan süreç, günümüzde 23 üyeye yükselmiştir. Son olarak Daday ve Safranbolu Uluslararası Cittaslow ailesine dahil oldu. Tebrik ederiz.
Örnek Yerel Yönetim Projeleri
“Hayat yerel yaşanır” sloganı ile bu bölümde yerel yönetimlerin yapmış olduğu güzel projeleri tanıtıyorum. Bu ayki projemiz Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali namıdiğer AŞTİ. Bilmiyorum siz hiç otogarda uzun süre otobüs beklediniz mi? Şehirler arası yolculuk yaparken ben çok bekledim ve hiç sevmiyorum. Rahatsız banklar, hiçbir şeye benzemeyen kağıt bardakta çay, gürültü, yorgunluk ve uykusuzluk. İşte Ankara Büyükşehir Belediyesi bu sorunu AŞTİ’de çözmüş. Aşağıdaki resim hangi meşhur kütüphaneye ait diye bir soru sorsam sanıyorum ki bir çok kişi Trinity College Kütüphanesi ya da Millet Kütüphanesi der. Ancak burası AŞTİ, yani bir otogar.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yenileme çalışmaları sonrası AŞTİ’ye, kütüphane, sergi alanı, çocuk oyun alanı, ofis ve toplantı odaları yapıldı. Tebrik ediyorum. Her otogara bu şekilde olmalı.
Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği
Karbon Emisyonları 2023’te Rekor Kırdı
Yenilenebilir enerji kaynakları artarken bile karbon emisyonlarının 2023'te rekor kırdı. 2023'te yenilenebilir enerji üretimindeki büyük çaplı bir artış, küresel karbondioksit emisyonlarında yeni bir rekorun önlenmesi için maalesef yeterli gelmedi. Bir dakika, hani biz salımı düşürmek için uğraşmıyor muyuz. Maalesef düşürmeyi bırakın aynı seviyede tutamadık bile.
Bölgesel eğilimler önemli ölçüde farklılık gösteriyor. Emisyonların 2023’te Hindistan (%8,2) ve Çin’de (%4,0) artacağı, AB (-%7,4), ABD (-%3,0) ve dünyanın geri kalanında (-%0,4) ise azalacağı öngörülüyor.
Kömür (%1,1), petrol (%1,5) ve gazdan (%0,5) kaynaklanan küresel emisyonların tamamının artacağı öngörülüyor.
Yeni Çağın Psikolojik Rahatsızlığı: İklim Anksiyetesi
Ruh sağlığı uzmanları, küresel ısınma ve iklim değişimi etkileri nedeniyle yüksek düzeyde stres yaşayan hastaların sayısının giderek arttığını bildiriyor. Eko-anksiyete ya da iklim anksiyetesi olarak bilinen rahatsızlıkta “Dünyanın sonunun geleceği” düşüncesi, insanlarda sürekli endişe haline sebep oluyor. Doğru söylemek gerekirse düşünmemek de elde değil. Endişe, kontrol edilmesi zor hale geldiğinde, yorgunluk, huzursuzluk ve asabiyet duygularına neden oluyor. Panik atak, uykusuzluk, saplantılı düşünme ve iştah değişiklikleri yaşanıyor; depresyon tetikleniyor.
Su Savaşları Yaklaşıyor!
Çok yaygın bir komplo teorisi vardır ya! 3. Dünya Savaşı su yüzünden çıkacak. Galiba bu komplonun gerçeklik payı bir hayli yükseldi. “22 Mart Dünya Su Günü” olarak farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Dünya ‘daha az suyla daha fazla gıda’ için çalışıyor. Özellikle İsrail bu konuda bir hayli yol kat etti. Topraksız tarım ve seracılık ile geleceğin gıda deposu olma yolunda ilerliyor. Özellikle Türkiye’deki termal su kaynaklarının olduğu yerlerde İsrailli firmalar türemeye başladı.
Yakın gelecekte Türkiye'nin pek çok bölgesi, tarımsal üretimde su stresinin tehdidi altında. İklim değişikliğinin etkisiyle artan kuraklık ve azalan yağış miktarı, tarımda su kullanımının artmasına ve su kaynaklarının üzerindeki baskının artmasına neden oluyor. Bu durum, tarımsal üretim çeşitliliği ve gıda arz güvenliği açısından ciddi riskler oluşturuyor.
Türkiye, bu risklere karşı hazırlıklı mı? Bu sorunun cevabı karmaşık. Bir yandan, Türkiye su kaynaklarının yönetimi ve tarımsal sulamada bazı önemli adımlar atmış durumda. Örneğin, son yıllarda sulama kanallarının modernizasyonu ve damla sulama gibi su tasarrufu sağlayan tekniklerin yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılıyor.
Ancak, yapılması gerekenler daha çok.
Teknoloji
Sürücüsüz taksiler Los Angeles'ta kullanıma sunuldu
Waymo şirketi, her iki bölgedeki yerel yetkililerin itirazlarına rağmen, Los Angeles ve San Francisco kentleri için ücretli yolcularla sürücüsüz “robotaksi” çalıştırma onayı aldı. “Robotaksi” kulağa çok farklı geliyor değil mi! Hatta ülkemizde yoğun ilgi göre teknoloji festivali TEKNOFEST kapsamında “Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışması” düzenleniyormuş. Ancak bu otonom araçların bazı güvenlik zafiyetleri mevcut. O kadar da mükemmel değiller. Bu sebeple yetkililerin endişeleri var. Haksızda değiller. Bu araçlar bir bisikletliye ve bir yaya çarptılar. Tabi ki insan sürücülü araçlar da kaza yapıyor. Ancak değişimi kabul etmek o kadar da kolay değil. Hatta halk bu konuda baya tepkili ve bir otonom aracı da ateşe verdiler.
Teknolojinin baş döndürücü hızı hayatımızın her alanını dönüştürmeye devam ediyor. Ulaşımda da köklü bir değişime tanık oluyoruz: Otonom araçlar, yolları ele geçirmeye hazır. Peki, bu değişim beraberinde ne gibi yenilikler ve vedalar getirecek?
Otonom araçların hayatımıza girmesiyle birlikte birçok alışkanlığımızdan vazgeçmemiz gerekecek. Taksiye bindiğimizde şoförle muhabbet edip kentin siyasi nabzını tutmak, nostaljik bir anıya dönüşecek.
E-ticaret siparişlerinin emisyonsuz teslimatı
Özellikle kentlerde, ulaşım ve lojistik faaliyetlerinin iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolü oldukça önemli hale geliyor. Bu bağlamda, elektrikli ya da insan gücüne dayanan kargo taşımacılığı olarak da bilinen e-kargo, çevreye duyarlı bir ulaşım alternatifi olarak öne çıkıyor. Helsinki Şehri, paketleri Ruoholahti ve Jätkäsaari mahallelerinde doğrudan kapı eşiklerine getirmek için otonom bir teslimat robotu kullanan pilot çalışmanın ikinci aşamasını başlattı. Forum Virium Helsinki Proje Müdürü Satu Reijonen, "Bu ikinci aşamada, e-ticaret siparişlerinin emisyonsuz teslimatı için aynı robotu test ediyoruz" dedi.
Avrupa Yapay Zeka Yasasını Onayladı
Avrupa Parlamentosu'ndan bomba gibi bir haber geldi: Yapay Zeka Yasası kabul edildi! Bu yasa, teknoloji dünyasında bir dönüm noktası olabilir ve yapay zekanın geleceğini şekillendirecek önemli adımlar atıyor. Avrupa, bu yasa ile etik standartlar ve şeffaflık konusunda öncü bir konuma yükselmeyi hedefliyor.
Yasa Neler Getiriyor?
Yasanın en dikkat çekici yönlerinden biri, belirli yapay zeka uygulamalarını yasaklaması. Bu uygulamalar arasında, insanların özel hayatını ve haklarını tehlikeye atan, insan davranışlarını manipüle etmeyi ve zayıflıkları sömürmeyi amaçlayan uygulamalar ön planda. Artık sosyal puanlama sistemleri, yüz tanıma teknolojisi ve insanları kandırmak için tasarlanmış deepfake'ler Avrupa'da tarih olacak!
Sadece Yasaklamak Yetmez!
Yasa sadece yasaklamalarla sınırlı değil. Aynı zamanda, şeffaflık ve etik ilkelerine de büyük önem veriyor. Yapay zeka sistemlerinin nasıl çalıştığı, hangi verileri kullandığı ve hangi riskleri barındırdığı gibi bilgiler kamuoyuna açık olacak. Bu sayede, yapay zekanın sorumlu ve etik bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılması sağlanacak.
Birleşmiş Milletler de Adım Atıyor!
Yapay zeka sadece Avrupa'da değil, tüm dünyada gündemde. Birleşmiş Milletler de ABD'nin öncülüğünde ve Rusya ve Çin gibi pek çok taraf ülkenin ortak çabasıyla oluşturulan "Güvenli Yapay Zeka" açılımını oybirliğiyle onayladı. Bu, yapay zekanın etik ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılması için küresel bir çaba gösterildiğini gösteriyor.
Hayatın İçinden
2024 Yılının Rengi Nedir?
Araştırmacılar çoğu insanın yaklaşık bir milyon farklı renk görebildiğini tahmin ediyor. Bunun nedeni, sağlıklı bir insan gözünün, her biri yaklaşık 100 farklı renk tonunu, yani yaklaşık bir milyon kombinasyonu kaydedebilen üç tip koni hücresine sahip olmasıdır. Elbette bu, renk bozukluğu olan (veya 'renk körü' olan) kişiler için değişiklik gösterecektir. Peki bu kadar renk nasıl standart hale getiriliyor. Renk kodlarından bahsediyorum. Renk kodları, bir renk uzayındaki belirli bir rengi tanımlamak için kullanılan sayısal veya alfasayısal değerlerdir. Renklerin standart hale getirilmesi, belirli bir renk uzayının (genellikle RGB veya CMYK gibi) standartlaştırılmış bir şekilde kullanılmasını sağlamak için yapılır.
Örneğin, RGB renk uzayında bir renk kodu genellikle üç veya dört sayıdan oluşur, her bir sayı kırmızı, yeşil ve mavi bileşenlerin yoğunluğunu temsil eder. Örneğin, "#FF0000" kodu kırmızı bir rengi, "#00FF00" kodu yeşil bir rengi ifade eder.
Peki bu renk kodlarını kim belirliyor? 1963 yılında Pantone, dünyanın her yerinde tutarlı, doğru renklerin aslına sadık seçilmesine, eklemlenmesine ve çoğaltılmasına olanak tanıyan yenilikçi bir araç olan renkli PANTONE MATCHING SYSTEM ® ile baskı endüstrisinde devrim yarattı . Araç, o zamandan beri Pantone markasının simgesi haline gelen özel bir numaralandırma sistemi ve çip formatı aracılığıyla renk standartlarını düzenliyor.
Pantone Renk Enstitüsü ilk olarak 1999 yılında başlattığı ve günümüzde oldukça ikonik hale gelen “Yılın Rengi” uygulamasında 2024 yılının rengi “Şeftali Tüyü” (Peach Fuzz), PANTONE 13-1023 olarak kodlanmıştır. Şeftali tüyü nezaket ve hassasiyet hissi veren; şefkat, paylaşmak ve işbirliği mesajlarını ileten içten bir şeftali tonudur. Yılın rengine ait duvar kağıtlarına buradan bakabilirsiniz.
Cumhuriyetin Kültür ve Sanat Hazineleri: Birinci Yüzyıl Belgeseli
Cumhuriyet’imizin yüz yıllık kültür ve sanat birikiminin anlatıldığı “Birinci Yüzyıl” belgeseli 50 bölümden oluşuyor. Her bölümde bir sanatçının hayatı, sanatı, etki çevresi, ülkemizin kültür sanat hayatına özgün katkısı irdeleniyor. Belgeselde, Halide Edip Adıvar’dan Oğuz Atay’a, Necip Fazıl Kısakürek’ten Metin Erksan’a ve Bekir Sıtkı Sezgin’den Barış Manço’ya, Fahrennisa Zeyd’den Nazım Hikmet’e, Yahya Kemal’den Tanpınar’a, Kemal Tahir’e ve Yaşar Kemal’e kadar ülkemize son yüzyılda eser kazandırmış 50 büyük sanatçı yer alıyor. Belgesel Bein Connect de yer alıyor.
2024 Oscar “Oppenheimer” Filmi ve Christopher Nolan
Yönetmen koltuğunda Christopher Nolan, başrolde ise Cillian Murphy... Bu ikili bir araya gelince ortaya ne mi çıkıyor? Elbette, Oscar’ları toplayan filmlerinden biri olan "Oppenheimer"!
Film, atom bombasının "babası" olarak bilinen J. Robert Oppenheimer'ın hikayesini konu alıyor. Nolan, her zamanki gibi görsel şölen sunuyor. Christopher Nolan, "Yıldızlararası", "Dunkirk" ve "Başlangıç" gibi filmlerle adını Oscar tarihine yazdırmış bir yönetmen. "Oppenheimer" da Nolan'ın ustalığını ve vizyonunu yansıtan bir film.
Bir sonraki ayın e-bültenine kadar veda etme zamanı geldi.
Görüşmek üzere değerli okuyucular...
Bu bültenden faydalanacağını düşündüğünüz arkadaşlarınız varsa lütfen aşağıdaki düğmeye tıklayarak onlarla da paylaşın.